26 Kasım 2012 Pazartesi

Ustalık Eseri...

Son günlerde en çok gündeme gelen konulardan birisi Çamlıca'ya yapılacak olan cami bildiğiniz gibi...Bu cami olayının öncesinde herkes Ali Ağaoğlu'nun , Maslak'ta ki ormanları yok edeceği için ortalığı karıştırırken, tepkiler çığ gibi büyürken,Başbakan Erdoğan bir sözüyle İstanbul'un her yerinden gözüken ormanla kaplı tepesi olan Çamlıca tepesini katletme çalışmalarına başladı. Ve bu tepede sadece cami değil gündeme gelmeyen cafe, restoran gibi alanların olacağı 250 bin metrekareye yayılacak bir tesis yapılacak.100 milyon TL harcanacak bu projeyle, Çamlıca tepesi bir ticarethane haline getirilecek. Galiba bu yaptıracağı camiyi, tesisi ustalık eseri olarak yaptırıyor...



Yaptıracağı camiye de İstanbul'un simgesi olacak diye kendi kendine kararlar alıyor. İstanbul'un yüz yıllardır simgesi Kız Kulesi'dir, Ayasofya'dır, Sultanahmet'tir ve bu simgeler Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanıyla simge olmamıştır , buna halk karar vermiştir... Ve bence hiç bir şey bu muhteşem, tüm dünyanın bildiği eserleri gölgede bırakıp İstanbul'un yeni simgesi olamaz ki yeni bir simgeye de gerek yok...Fransa'da hükümet, Eyfel Kulesi'nin yada Notra Dame katedralinin daha irisini daha büyüğünü yapın diye bir komut verir mi? Ya da Tac Mahal'in daha büyüğünü, Özgürlük Anıtı'nın daha uzununu yaptırtan var mı? Yok... Bizim hükümetimiz hariç böyle gereksiz ve taklit işlerle uğraşan hiç bir hükümet yok... Ve bunu kafasına göre kendi isteği doğrultusunda karar veren bir hükümetimiz var. Kimseye sorulmuş mu acaba, İstanbul için yeni bir simge yaptırıyoruz ve bu simge bir cami olacak diye. Bakalım halkın İstanbul için meşhur Çamlıca tepesinde devasa bir cami istiyor mu?



Sonuç olarak cami yapılmasına karar verildi ve İstanbul'un simgesi olacak dedikleri cami için bir tasarım yarışması düzenlendi ki bu çok güzel bir şey fakat bu yarışma hem dünya çapında yapılmayıp ülke çapında yapıldı, hemde yarışmanın süresi 44 gün. Hangi mimar böylesine büyük bir projenin 6 bin metrekarelik bir caminin projesini 44 günde hazırlayabilir. Böyle bir cami için dünyanın ve ülkemizin ileri gelen mimarları bu iş için seçilmeli ve onlar bu camiyi çizmeli. Haliyle böyle bir yarışmanın birincisi bile çıkmadı ve birinciliğe değer bir proje olmadığı açıklandı ve ikinciliği paylaşan projelerden birinin yapılmasına karar verildi. Yarışmada bile birinciliğe layık olmayan bir projeyi Çamlıca'nın tepesine yapmak içlerine nasıl siniyor bunu da hala anlamış değilim...Bu durum zamanında Mimar Sinan'ın karşılaştığı olaya benzedi. Selimiye Camii'nin yapımı sürerken, Mimar Sinan, cami yakınında oynayan çocukların aralarında, "şu soldaki minare eğri yapılmış..." diye konuştuğunu duyar ve hemen çocukların yanına giderek, "Gösterin bakalım hangi minare eğri olmuş" der. Hemen ustalara dönerek, "çabuk bana bir halat getirin..." der ve çocuklar "tamam düzeldi" deyinceye kadar çektirir. Ardından ustalara döner ve "Biz minarenin eğriliğini çocukların gözünde düzeltmeseydik, yaptığımız bu muhteşem esere gölge düşer ve bu güzel caminin adı eğri minareli cami olup çıkardı..." der. Bu eserde ilerde, "birinciliğe layık olmayan ikinci sınıf bir cami" olarak tarihe geçecektir.




4 Kasım 2012 Pazar

Yeni Çağ Sosyal Medya



Dönem artık bildiğiniz gibi sosyal medya dönemi, geleneksel medya hala önemli olmasına rağmen yavaş yavaş yerini sosyal medyaya kaptırıyor. Gerçi bunun önlemlerini almaya başladılar onlarda sosyal medyaya uyum sağlamaya çalışıyorlar fakat ne kadar etkili olur orası meçhul. Bundan 5,6 yıl öncesinde sosyal medya kelimesi bizim için hiç bir anlam ifade etmiyordu fakat başta Facebook ondan sonrada Twitter'ın hayatımıza girmesiyle her şey birden değişti ve günlük hayatta en çok onları kullanır olduk.

Facebook ilk açıldığı yıllarda eski arkadaşlarımızı bulmak için dahil olduğumuz bir sistem iken birden farklı bir boyuta ulaştı. Etkinlikler, protestolar, topluluklar oradan oluşur, şirketler bile reklamlarını oradan yapar hale geldi. ve sosyal medya oluşumu ülkemizde yayılmış oldu. Facebook ülkemizde o kadar hızlı gelişti ki şuanda televizyondan ulaşabileceğiniz büyüklükteki kitlelere Facebook'tan ulaşmanız mümkün. En son istatistiklere göre ülkemizde Facebook kullanıcısı sayısı 30 milyonu geçti ve bunların yüzde 90'ı aktif olarak kullanıyorlar. Kısaca çoğu mecradan ulaşamayacağınız kitlelere Facebook üzerinden ulaşmanız mümkün. Ve Facebooktan ulaşmak istediğiniz kitlenin yaşına da hakim olabilirsiniz. Büyük bir çoğunluğu 18-24 yaş arası gençler oluştururken onu takip eden yaş grubuysa 25-34 ve bu yaş gruplarını seçerek reklamları, etkinlikleri ona göre yayabilme imkanınız var.
Facebook kullanıcılarının yaş ortalaması

Twitter ise Facebook'tan sonra hayatımıza girmesine ve istatistiklere göre daha geride gözükmesine rağmen bana göre hayatımızda daha büyük bir yere sahip, artık insanlar gündemi oradan takip eder oldu. Bundaki en büyük etkenlerden biri Twitter'ın hashtag sistemi. İlk başta bu sistem gündeme göre şekillenirken, şimdi gündem o hashtaglere göre şekillenir hale geldi. Ve insanlar o hashtaglerle protestolar başlatıp bir çok toplu harekete öncülük edebiliyorlar. Bunların en büyük örnekleri arap baharında da , Hüsnü Mübarek'in devrilmesinde de , Obama'nın başkanlık yarışında da görüldü. Ve Twitter'da her şey o kadar hızlı gelişiyor ki Van'da deprem olduğu anda bütün Twitter daha televizyon kanalları alt yazı geçmeden çalkalanmaya hashtagler oluşmaya başlamıştı.İnsanlar artık haberlerde gördüklerini veya son dakika haberlerini televizyondan da takip ederlerken bir yandan da önlerine Twitter'ı açar oldular. Çünkü insanlar artık objektiflikten çok içtenlik arar hale geldiler. Medya'da içeriği üretenle içeriği izleyen arasındaki farkta böylece kalkmış oldu.Ve insanlar gerçekler kadar fikirlere de önem vermeye başladı. Twitter'ın etkisi o kadar arttı ki İbrahim Tatlıses vurulduğunda yan odasındayım diyerek bilgi veren bir kullanıcı binlerce takipçi kazanmasının ardından , televizyon kanalları da bu habere inanarak onu kaynak göstererek haberler bile yaptılar.  Van'da ki aynı korkunç depremde enkaz altındaki bazı depremzedeler Twitter'dan yerlerini söyleyerek retweet edilerek kurtarıldı. Ülkemizde Twitter kullanımı 10 milyonu geçti ve hızla artmaya devam ediyor. Dünya genelinde günde 175 milyon tweet atılırken ülkemizde 1.7 milyon tweet atılıyor bu saniyede 20 tweet anlamına geliyor ve en çok tweet atılan 12. şehir İstanbul olurken , kullanıcı sayısı bakımından da 11. sırada yer alıyoruz. Bu gidişle Facebook'u sollaması da yakındır.




Görülen o ki devrimlere bile öncülük etmeye başlayan sosyal medyanın gücü yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve herkeste artık bunun farkında. Bundan sonrada hayatımızın olmazsa olmazları arasında kalacaklar gibi gözüküyor.Yeni bir çağ başlıyor ve bu çağın adı da sosyal medya çağı.Yeni nesil böyle bir çağda doğacak ve 4,5 yılda gelişip büyüyen sosyal medya bakalım önümüzdeki yıllarda bize neler gösterecek.